10 BİN EUROLUK ASKER
OĞUL:
Dün askerliğimi aldılar benden,
Baba, 10 bin Euroluk askerim ben.
Söylerdin, herkes gidecekti, neden
Baba, 10 bin Euroluk askerim ben?
Gurbetçim bak 5 bini bulamazken,
evini zar zor geçindiremezken,
șu halimize kimseler yanmazken,
Baba, 10 bin Euroluk askerim ben.
Gör, bir fotoğraf bile çektirmeden,
șanlı asker ocağını görmeden,
asker selamını bile vermeden,
Baba, 10 bin Euroluk askerim ben.
BABA:
Koca 18 ay kayboldum köyden,
zordu hasret, telefon bile yokken.
Evladım çektiklerimi bir bilsen,
sevin, 10 bin Euroluk askersin sen.
Annenin yüzünü unutmuștum ben.
Așıklar vardı, yardan ayrı düșen,
soğuk gecelerde bir bir inleyen.
Sevin, 10 bin Euroluk askersin sen.
Zaman farklı, böylemiydi eskiden,
Âmin derdin, vatan borcu demeden.
Hadi git al teskereni vezneden.
Sevin, 10 bin Euroluk askersin sen.
Biz Alamancılar Türk değilmiyiz
Soran olmaz bize nedir halimiz
Biz Alamancılar Türk değilmiyiz
Kalmıșız bak ümitsiz ve sahipsiz
Biz Alamancılar Türk değilmiyiz
Yaz gelince bavulda gider döviz
Esnaf bizi bekler, çok seviliriz
Paralar bitince geri döneriz
Biz Alamancılar Türk değilmiyiz
Evler yaptırdık, oturun diye siz
Vatan dedik, sizi hemșehri bildik
Bunda var deyip kira ödemediniz
Biz Alamancılar Türk değilmiyiz
Almandan çanak anteni istedik
En azından böyle kavușuruz dedik
Ama paralı șans oyunlarıydı gayeniz
Biz Alamancılar Türk değilmiyiz
Haramdır dediniz dindara faiz
Paraları çuvalla götürdü vaiz
Madenci zengin iken geldi haciz
Biz Alamancılar Türk değilmiyiz
Konsoloslukta bekler kardeșimiz
Bugün sıra gelir mi hiç bilmeyiz
çiledir pasaport uzatma ve askerlik
Biz Alamancılar Türk değilmiyiz
Alman eder hep kolayca analiz
Türk oğlu ver artık kendinden taviz
Alman olunca biter mi derdimiz
Biz Alamancılar Türk değilmiyiz
Şair Hüsam der bitmez bu çilemiz
Avrupa´da kaldık bakın kimsesiz
Yalan sa, doğruyu söylesin biriniz
Biz Alamancılar Türk değilmiyiz
Istanbul
Ben ona ilk bakışımda vuruldum
her dalgasında kıyıya savruldum
sarayları, yalıları bir başka
ondan kopunca derde tutuldum
Özlemi başkadır gurbet ellerde
Hasreti yaşanır uzak illerde
Hisarı Leyla´dır boğazı Mecnun
Istanbul aşkıdır bitmez dillerde
O toprağına ben kurban olurum
hep tarihteki günleri solurum
Ben Taksim´i, güzelim Beyoğlu´nu
şu gurbetin neresinde bulurum
Özlemi başkadır gurbet ellerde
Hasreti yaşanır uzak illerde
Hisarı Leyla´dır boğazı Mecnun
Istanbul aşkıdır bitmez dillerde
Eminönü´nden biner vapura gönlüm
Dolmabahçe´yi görünce güler yüzüm
Bir de uyanınca bu tatlı rüyadan
Sarılır düşlerime kederle hüzün
Özlemi başkadır gurbet ellerde
Hasreti yaşanır uzak illerde
Hisarı Leyla´dır boğazı Mecnun
Istanbul aşkıdır bitmez dillerde
İnsanlığın geldiği son nokta
Gözlerime yine perdeler örttü
Şu insanlığın geldiği son nokta
Bu akșam da gözyașlarımı döktü
Şu insanlığın geldiği son nokta
Tüm canlar feryad figan ağlamakta
Bir coğu kendi haline yanmakta
Depremler, fırtınalar yașamakta
Şu insanlığın geldiği son nokta
Binalar yükselirken havalara
Sular kalmazken kurak topraklara
esir olmuș sanki haram paraya
Şu insanlığın geldiği son nokta
Dedikodu, bencillik ve de kavga
Talan olmuș yüreklerdeki dava
Dinden adım adım uzaklașmakta
Şu insanlığın geldiği son nokta
Kardeșe uzatılan el havada
Komșuluk kalmamıș koca binada
Dönmüș sanki kimsesiz bir çınara
Şu insanlığın geldiği son nokta
Evladın görebilene așk ola
Neyleyim evladı, unutulunca
Kaptırmıș dümenini bu dünyaya
Şu insanlığın geldiği son nokta
Oku da, köleler gibi çalıșma
Diyen yok ki insanları kandırma
Vicdan yerine hep köșe kapmaca
Şu insanlığın geldiği son nokta
Nefisler körelmiș umut solukta
Menfaatler tam aksine hep dorukta
Şair Hüsam´ın gönlündeki yara
Şu insanlığın geldiği son nokta
KÜTAHYA
Kardeș, bak bize Alamancı derler
Aslında Kütahya´dır doğduğum yer
Çocuklarım artık gurbeti sever
Aslında Kütahya´dır geldiğim yer
Zordur,çünkü adı üstünde kader
Ömür desen, hep yabanlarda geçer
Yașlanırım memleketten bihaber
Aslında Kütahya´dır sevdiğim yer
O suyundan içmeyi canim çeker
Tozlu yolunda koșmayı hep ister
Gönül Yoncalı´da, Eynalda yüzer
Aslında Kütahya´dır taptığım yer
Şehrin her yerini çiniler süsler
Kalbindeki bir vazo bizi bekler
Görünce yurdumu bak yüzüm güler
Aslında Kütahya´dır bildiğim yer
Tunçbilek, Seyitömer birer cevher
Bor madeni ise dünyada lider
Tașın arkasına saklanmıș mermer
Aslında Kütahya´dır doyduğum yer
Ulu camii gibi yoktur bir eser
Her köșesinde bulunur bir değer
Gurbette olsada șu ömür heder
Aslında Kütahya´dır kaldığım yer
Hisarli Ahmet söylemișse eğer
Meydana iner yiğitten efeler
Allah´ın bir lütfudur bunca hüner
Aslında Kütahya´dır çaldığım yer
Insanları hep doğru yolu izler
Alimlerine hiç dayanmaz defter
Evliya Çelebi dünyaya rehber
Aslında Kütahya´dır çizdiğim yer
Bir gün elbet bu yolun sonu biter
Şair Hüsam´da bu dünyadan göçer
Görürsün, sözümü dinlersen eğer
Aslında Kütahya´dır öldüğüm yer